Gebelikte Cilt Değişiklikleri

Gebelik belirgin ve karmaşık bir takım değişiklikleri içeren bir süreçtir. Tüm vücut sistemleri bu değişikliklerden etkilenir. Kadın vücudundaki değişiklerin çoğu mekanik ve/veya hormonsaldır. Birçok faktörün etkisiyle gebelikte deride de bazı değişiklikler meydana gelir.
Gebelikte görülen deri değişiklikleri 3 ana başlıkta toplanabilir;
1. Gebelikte gelişen olağan değişiklikler
2. Gebelikten etkilenen deri hastalıkları ve deri tümörleri
3. Gebeliğe özel deri hastalıkları
Gebelikte gelişen olağan deri değişiklikleri
Gebelikteki olağan değişiklikler en sık 3. trimestirde görülür. Yüksek ve düşük riskli gebeler arasında bu değişiklikler bakımından fark yoktur. Çünkü bu değişiklikler beklenen doğal olaylardır ve birlikte bulunduğu yüksek riskli durumu kötüleştirmezler.
Bu grup içinde;
• Renk değişiklikleri
• Saç ve tırnak değişiklikleri
• Mukozalardaki değişiklikler
• Bağ dokudaki değişiklikler
• Damarsal değişiklikler
• Salgı bezlerinin çalışmasına bağlı değişiklikler yer almaktadır.
Renk değişiklikleri
Gebelikte renk artışı sık görülen bir durumdur. Gebe kadınların %90’nından fazlasında deride değişen derecelerde koyulaşma görülür. Artan hormon düzeyleri bu koyulaşmadan sorumludur. Deride genel bir koyulaşma görülürken en dikkat çekici bölge göbek orta hattındaki çizgi olan linea nigradır. Meme etrafı, genital bölge, koltukaltı ve uyluk iç yüzlerindeki koyulaşma da belirgindir. Daha önce var olan lekeler, yara izleri, nevüsler de koyulaşabilir.
Malezma; yüzde kahverengi, simetrik lekelerle karakterizedir. Gebelik maskesi de denilen malezma gebe kadınların %45-75’inde görülürken, gebe olmayan ve doğum kontrol hapı kullanan kadınların %5-34’ünde görülür. Güneş, kozmetikler, genetik ve artmış östrojen seviyesinin sebep olduğu düşünülmektedir. Birçok vakada doğumdan sonra düzelir. Tedavinin başarısını yerleşim yeri belirler. Yüzeysel yerleşimli malezma tedaviye yanıt verirken, derinin daha derin tabakalarına yerleşen olgularda tedaviye cevap nadirdir. Tedavide güneş koruyuculara ek olarak hidrokinon, kortikosteroid ve tretinoin kremler kullanılır.
Saç ve tırnak değişiklikleri
Gebelikte oluşan aşırı kıllanmaya hormonal değişiklikler neden olmakta ve doğumdan sonraki 6 ay içinde gerilemektedir. Ancak ciddi kıllanma durumunda hormon salgılayan organlarla ilgili hastalıklar akla gelmelidir.

Doğumdan sonraki 1 ile 5. aylarda saçlarda aşırı dökülme gözlenir. Bu durum yine hormonsal değişiklere bağlıdır. 1 yıl içinde saçlar tekrar çıkacaktır.

Bazı kadınlarda gebeliğin geç döneminde alın bölgesindeki saçlarda azalma gelişir. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir.

Gebelikte tırnaklar da etkilenir. Tırnaklarda kırılmalar, yumuşama, yatay oluklaşma, beyaz noktalar oluşabilir. Tüm bu tırnak değişiklikleri genellikle doğumdan sonraki 6 ay ve 1 yıl içinde düzelmektedir.

Mukozadaki değişiklikler
Gebelerde genellikle dişetlerinde büyüme, kızarıklık, kanamalar, yaralar görülmektedir. Sebebi tam olarak bilinmemesine rağmen ağız içindeki asit seviyesinin artmasına bağlı olabileceği düşünülmektedir. Sık diş fırçalama, karbonatlı su ile gargara yapılması önerilmektedir.
Vajina mukozasındaki glikoz artışı ve vajina asiditesinin azalması candida mantarı üremesi için uygun ortam oluşturur.
Bağ dokusu değişiklikleri

Gebeliğin 4-6. aylarından itibaren deride çatlaklar görülmeye başlar. Kadınların %90’ından fazlasında özellikle karın, meme, kalça, kollar ve bacaklarda oluşmaktadır. Genetik yatkınlık, hormonlar ve gebelikte alınan kilolarla ilgili olduğu düşünülmektedir. Doğumdan sonra daha ince ve soluk görünse de hiçbir zaman kaybolmaz. (bakınız; gebelik çatlağı)

Damarsal değişiklikler
Artan östrojen etkisiyle kan hacmi artmış, damarlar genişlemiş, kılcal damarların geçirgenliği ve yeni damar gelişimi artmıştır.
Spider anjioma denilen örümcek şeklinde damarsal yapılar gebe kadınların %67’sinde görülür. Doğumdan sonraki 3. ayda geriler.
 Avuç içinde kızarıklıklar şeklinde görülen palmar eritem gebeliğin ilk 3 ayında kadınların 2/3’ünde görülür ve doğumdan sonra kaybolur.

Gebelerde kanın geri dönüşünün kısmen daralması ile varislere sık rastlanır. Bacaklar, anüs, vajina ve vulvada görülür. Doğumdan sonra tamamen olmasa da gerileyebilir.

Gebeliğin 3. trimestirde bacaklarda, göz kapağında, yüzde ve ellerde ödem görülür. Bu ödem gün içinde azalır.

Gebelikten etkilenen deri hastalıkları ve deri tümörleri

Gebelikteki hormonsal, damarsal, metabolik ve bağışıklık sistemine bağlı değişiklikler bazı deri hastalıklarının çoğunlukla alevlenmesine, daha nadir olarak da iyileşmesine neden olmaktadır.
Alerjiye bağlı deri lezyonları gebelerde kötüleşme eğilimindedir. Doğumdan sonra ise meme başı egzeması sık görülür.
Yüksek östrojen seviyesi bağışıklık sistemini zayıflattığı için gebelerde enfeksiyonlarda artış görülür.
Gebelikte yeni nevüsler gelişebilir, büyüyebilir veya rengi koyulaşabilir. Gebeliğin nevüslerin kansere dönüşümüne yol açtığına dair yeterli kanıt yoktur. Benzer şekilde gebelik ve deri kanseri arasındaki ilişki de tartışmalıdır.

Molluskum fibrozum gravidarum gebelik döneminde oluşan yumuşak et benleridir. Doğumdan sonra kısmen ya da tamamen kaybolurlar.

Gebeliğe özel deri hastalıkları
Gebeliğe özel deri hastalıklarının görülme olasılığı %0,5-3’tür. İkiz gebelik, obezite, atopi gibi yüksek riskli gebeliklerle birlikte bulunurlar. Bunlar;
1. Pemfigoid (herpes) gestasyones
2. Gebeliğin kaşıntılı ürtikeryal papül ve plakları
3. Gebeliğin intrahepatik kolestazı
4. İmpetigo herpetiformis
5. Prurigo gestasyones (besnier)
6. Gebeliğin papüler dermatiti
7. Gebeliğin folliküler erupsiyonu
8. Otoimmun progesteron dermatiti
Bu deri hastalıklarının içinde pemfigoid gestasyones, impetigo herpetiformis ve intrahepatik kolestaz nadir görülmesine rağmen bebek üzerinde kötü etkileri olduğundan gebeliğin olağan değişiklerinden ayırtedilmelidir.
Pemfigoid (herpes) gestasyones

Nadir görülen, kaşıntılı, tekrarlayan bir gebelik deri hastalığıdır. Eskiden uçuk virüsünün (herpes) yaptığı döküntülere benzediği için herpes gestasyones diye adlandırılırdı. Herpes virüsü ile ilişkili değildir. Bu hastalıkta hormonların rolü kesinlik kazanmıştır. Gebelikte oluşumu, doğumdan sonra alevlenmesi, hormon üreten tümörlerle birlikteliği, doğum kontrol hapları kullananlarda görülmesi bu ilişkiyi desteklemektedir.

Klinikte vücutta, özellikle karında kaşıntılı, kızarık, içi sıvı dolu çeşitli büyüklükte, deriden hafif kabarık ya da kabarık olmayan döküntülerle seyreder. Ağız içini çoğunlukla tutmaz. Genellikle 2. veya 3. trimestirde başlar. Bebekte de benzer döküntüler görülebilir. Bu annelerin bebeklerinde düşük doğum ağırlığı ve anne karnında ölüm görülebilir.
Tedavide kortikosteroidle kremler kullanılır. Şiddetli olgularda sistemik kortikosteroidler kullanılır.
Gebeliğin kaşıntılı ürtikeryal papül ve plakları

Gebeliğin kaşıntılı ürtikeryal papül ve plakları (PUPPP) klasik olarak ilk gebeliğin üçüncü trimestirinde veya doğumdan sonra gelişir. Takip eden gebeliklerde veya doğum kontrol hapı kullananlarda görülmez. Karında cilt çatlakları üzerinde kızarık, deriden hafif kabarık veya kabarık olmayan, şekilleri farklılık gösteren döküntüler şeklinde gelişir ve yayılır. Yüz, el ve ayaklar tutulmaz. Nedeni tam olarak bilinmemektedir.

PUPPP anneye veya bebeğe zarar vermez ancak bazen kaşıntı ciddi ve dirençli olabilir. Kaşıntı giderici kremler, antihistaminik tabletler, kortikosteroidler kullanılır.
Gebeliğin intrahepatik kolestazı
Gebeliğin 3. trimestirinde karaciğerdeki safra üretiminin bozulmasına bağlı olarak gelişir. Genetik faktörler, östrojen ve progesteronlar suçlanmaktadır.
Deri lezyonu yoktur. Orta veya şiddetli kaşıntı vardır ve buna bağlı deri bütünlüğünün bozulması görülebilir. Kaşıntı genellikle doğumdan kısa bir süre sonra kaybolur. Ancak bir sonraki gebelikte tekrar oluşma eğilimindedir.
İntrahepatik kolestazdan etkilenen kadınlarda yüksek oranda safra taşı görülmektedir. Ayrıca kolestaz sonucu vitamin K emilimi bozulduğundan doğum sonrası kanama riski artmıştır. Bebekte sakatlık ve ölüm riski de artmıştır.
Tedavide kaşıntı önleyici ajanlar kullanılır. Ciddi olgularda kolestiramin, ursodeoksikolik asit kullanılır.
İmpetigo herpetiformis

Gebelerde nadir görülen, yaygın sedef türüdür. Üçüncü trimestırda görülme eğiliminde olmasına rağmen ilk trimestirde da gelişebilir. Hastaların geçmişlerinde sedef öyküsü yoktur.

Derinin katlanma alanlarında başlayıp giderek yayılan lezyonlar simetrik, kızarık yamalar ve minik sivilceler ile karakterizedir. Bu sivilceler yayılarak kabuklanır. Halsizlik, ateş, ishal, kusma klinik tabloya eşlik edebilir.
Gebelik ve kalsiyum seviyesinin düşüklüğü ile tetiklenen bir sedef formu olduğu düşünülmektedir.
Lezyonlar doğumdan sonraki dönemde rengi koyulaşarak iyileşir. Bebekte sakatlık ve ölüm riskinde artış vardır.
Prurigo gestasyones
Gebeliğin her döneminde görülebilir. Kol ve bacakların ön yüzünde, karında kızarık lezyonlar şeklinde seyreder. Anne ve bebekte herhangi bir risk beklenmez. Doğumdan sonra kendiliğinden geriler.
Gebeliğin papüler dermatiti
Gebeliğin herhangi bir döneminde görülen kaşıntılı döküntülerdir. Minik, kızarık döküntüler kısa zamanda kaşıntı nedeniyle deride soyulmaya neden olur.

Op. Dr. Selma Nihan Karakaya Çoban

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Kaynaklar
1. Panicker VV, Riyaz N, Balachandran PK. A clinical study of cutaneous changes in pregnancy. J Epidemiol Glob Health. 2017 Mar;7(1):63-70. doi: 10.1016/j.jegh.2016.10.002. Epub 2016 Nov 19.
2. Fernandes LB, Amaral WN. Clinical study of skin changes in low and high risk pregnant women. An Bras Dermatol. 2015 Nov-Dec;90(6):822-6. doi: 10.1590/abd1806-4841.20153570.
3. Temel Kadın Hastalıkları ve Doğum Bilgisi
Whatsapp
Call Now Button