Doğum Kontrol Hapları

Doğum kontrol hapları

İlk doğum kontrol hapları 1961 yılında Almanya’da piyasaya sürülmüş ve o zamandan beri her yönü ile ayrıntılı olarak incelenmiş, etkili ve emniyetli korunma yöntemleridir. Halen dünyada 100 milyondan fazla kadın doğum kontrol hapı kullanmaktadır.

Doğum kontrol hapları beyindeki bir merkezden salgınan gonadotropin denilen bir grup hormonun salgılanmasını azaltarak yumurtaların olgunlaşmasını ve yumurtlamayı baskılarlar, rahmin iç tabakasını etkilerler, rahimağzından salgılanan mukusu kalınlaştırarak spermin rahme geçmesini engellerler. Doğru kullanıldıklarında gebelik olasılığı % 0,3’tür. Yanlış kullanımlarla birlikte bu oran %1’e ulaşır.

Doğum kontrol hapları 28 günlük veya 21 günlük paketler halindedir. Adetin ilk 5 günü içinde kutuya başlanır. Paketteki haplar bitene kadar her gün 1 tablet içilir. 28 günlük paketlerde paketin son tabletleri hormon içermez, bu tabletlerin amacı hap alma alışkanlığının kaybedilmemesidir. 21 günlük paketlerde paketteki haplar bitene kadar hap almaya devam edilir, paket bittikten sonra 7 gün hap almaya ara verilir. Bu süre içinde adet kanaması görülür. Kanama olmasa bile 7 gün sonra yeni kutuya başlanmalıdır.

Maalesef doğum kontrol hapı kullanan kadınların yarısı bir siklus (bir kutu) boyunca 1 tablet, dörtte biri ise 2 tablet unutmaktadır. Bu durum gebelik oranını artırmaktadır. Eğer 1 tablet unutulursa; unutulan hap hatırlandığı an alınmalı, o güne ait hap normal zamanında içilmelidir. Eğer iki tablet unutulursa ve kutunun ilk yarısında unutulmuşsa iki gün üst üste ikişer hap alınır, bir hafta süreyle ek bir yöntem uygulanır. Kutunun ikinci yarısında iki tablet unutulmuşsa o paket atılır yeni bir pakete başlanır, bir hafta süreyle ek bir yöntem uygulanır. Eğer üç tablet unutulursa paketin neresinde olursa olunsun o paket bırakılıp yeni pakete başlanır, 1 hafta süreyle ek bir yöntem uygulanır.

Doğum kontrol haplarının etkinliği mide-barsak sisteminin çalışmasından ve antibiyotiklerden etkilenir. Son yapılan çalışmalar antibiyotiklerin doğum kontrol haplarının etkilerini azaltmadığını gösterse de hala antibiyotik kullanıldığı dönem boyunca ve antibiyotik bittikten sonraki 7 gün boyunca ek bir yöntem uygulanması önerilmektedir. Tersine olarak doğum kontrol hapları da bazı ilaçların etkinliğini azaltır. Doğum kontrol hapı kullanan kadınların herhangi bir sebeple başka ilaç kullanmaları gerektiğinde doktorlarına bu durumu hatırlatmalıdır.

Doğum kontrol haplarının riskleri ve yan etkileri

Kalp – Damar hastalıkları

 Hormonal doğum kontrol yöntemleri kalp fonksiyonlarını, dolaşımı, kan basıncını, yağ ve karbonhidrat metabolizmasını, damar duvarını etkiler.

Genç üreme çağında sağlıklı bir kadında damar tıkanıklığı görülme ihtimali 4-5/10000 gibi çok düşük bir orandır. Doğum kontrol hapları içindeki östrojenin oranına bağlı olarak damar tıkanıklığı ihtimalini 9-10/10000 oranına yükseltir. Karşılaştıracak olursak; damar tıkanıklığı riski gebelik sırasında 29/10000 (doğum kontrol haplarının 3 katı), doğumsonrası dönemde yaklaşık 300-400/10000 (doğum kontrol haplarının 30-40 katı) gibi yüksek bir orandır. Doğum kontrol haplarının damar tıkanığı yapma riski başlangıçta en yüksektir. Yani doğum kontrol haplarını aralıklarla kullanmak doğru değildir. Her yeni başlangıç damar tıkanıklığı riskinin artması demektir.

Yaş, obezite, hareketsizlik, damar duvarı iltihabı ve sigara içimi gibi ek bir faktör varsa doğum kontrol haplarından dolayı artan damar tıkanıklığı riski katlanırken, orta seviyede alkol tüketimi ile risk azalır.

Damar tıkanıklığı riski yüksek olan bir ameliyattan 4-6 hafta önce doğum kontrol hapları bırakılmalıdır.

Sadece progesteron içeren haplarda veya hormonlu rahim içi araç kullanımında böyle bir risk artışı yoktur.

Genç kadınlarda damar tıkanıklığına bağlı inme riski çok düşüktür ama migren sıklığı hafifçe artmıştır. Doğum kontrol hapları bu riskleri 2 kat artırırken sigara 7 kat artırır. Kanamaya bağlı inme riskinde değişiklik yapmazlar.

İyi huylu tümörler

Karaciğerin iyi huylu tümörleri düşük doz uzun süreli doğum kontrol hapı kullanan kadınlar da dahil genç kadınlarda çok nadir görülür. Ama karaciğer adenomu tanısı konduktan sonra doğum kontrol hapları bırakılmalıdır.

Kanser ve ölüm

Üreme faktörleri bazı kanserlerin sıklığını artırır. Örneğin; geç adet başlangıcı, erken menopoz, uzamış emzirme meme kanseri riskini azaltır.

Son çalışmalar rahimağzı kanseri dışında doğum kontrol haplarının hiçbir kanserin riskini artırmadığını göstermiştir.

Doğum kontrol hapları meme kanserini artırma olasılığı çok düşüktür. Örneğin; 25 yaşından itibaren 5 yıl süreyle doğum kontrol hapı kullanan bir kadının 10 yıl içinde meme kanseri olma ihtimali 24/10000’den 29/10000’e yükselir. Bu tümörlerin çoğu lokal, metastatik olmayan tümörlerdir. Artmış risk hapı bıraktıktan sonra 10 yıl içinde kaybolur. Sadece progestreon içeren haplar ve hormonlu rahim içi araçlarda da çok hafif bir risk artışı vardır.

75 yaş altı giderek artan yumurtalık kanseri riski doğum kontrol hapı kullanımıyla %30-50 oranında azalır. Bu koruyucu etki ilacı bıraktıktan sonra yıllarca devam eder. Rahim kanseri ihtimali de doğum kontrol hapı kullanımıyla yarı yarıya azalır.

Doğum kontrol hapları rahimağzı kanserinin önce lezyonlarını (CIN) kullanım yoluna bağlı olarak 5 yılda iki kat, 10 yılda 4 kat artırır. Sadece rahimağzı kanserinin sebebi olarak bilinen human papilloma virus (HPV) enfeksiyonu olan kadınlarda bu risk artışı görülür. Doğum kontrol haplarının içindeki progesteron hormonu bu etkiden sorumludur. HPV enfeksiyonu vulva ve vajen kanserinden de sorumludur ama doğum kontrol haplarının bu kanserler üzerine etkisi yoktur.

Doğum kontrol hapı kullanımı kalın barsak kanserini de %20-30 oranında azaltır.

Doğum kontrol haplarının tiroid, akciğer, yemek borusu, mide, pankreas, böbrek, cilt kanseri üzerine olumlu veya olumsuz bir etkisi yoktur.

Doğum kontrol haplarının ek yararları ve tedavi amacıyla kullanıldığı durumlar

Üreme çağındaki kadınların %10’u yoğun adet kanamasından yakınırlar. (yoğun kanamadan kasıt bir adet döneminde 80 ml’den fazla kan kaybı) Doğum kontrol hapı kullanımı bu hastalarda kan kaybını yarı yarıya azaltır ve bu amaçla yıllardır kullanılmaktadır.

Genç kadınların yaklaşık %90’ı kuvvetli rahim kasılmalarının neden olduğu adet sancısından yakınırlar. Doğum kontrol haplarının kullanımı bu kadınların %80’inde belirgin rahatlama sağlar. Sadece progesteron içeren deri altı implant ve hormonlu rahim içi araçlar da düzensiz kanama sebebi olsa da adet sancısında yararlı olabilirler.

Üreme çağındaki kadınların yaklaşık %10’unda endometriozise bağlı kronik kasık ağrısı vardır. Bu şikayetler doğum kontrol hapı kullanımıyla azalır. Endometriozis ameliyatları sonrası da hastalığın ve belirtilerinin tekrar ortaya çıkmaması için uzun süre doğum kontrol hapı kullanılır.

Adet düzensizliği ve adet sancısından yakınan myomları olan kadınlar da doğum kontrol haplarından yarar görebilir. Bu hapların myomları büyüttüğüne dair bir bulgu yoktur.

Doğum kontrol hapları akne ve kıllanma tedavisinde de kullanılır. Buradaki etkisi böbreküstü bezi ve yumurtalıkları baskılayarak testesteron seviyesini düşürmesine bağlıdır.

Premensturel sendrom (adetöncesi gerilim sendromu); irritabilite, anksiyete, moral düşüklüğü gibi duygu durum değişikleri, baş ağrısı, karın şişliği, kilo artışı ve ödemle karakterize bir durumdur. Bu belirtiler yumurtlama sonrası artar, adet kanamasının başlamasıyla kaybolur. Doğum kontrol haplarının kullanımı bu şikayetleri azaltır.

Kimler doğum kontrol hapı kullanmamalı?

  • Geçmişte damar tıkanıklığı geçirmiş veya halen damar tıkanıklığı tedavisi görenler
  • Hareketi engelleyen büyük bir ameliyat geçirme veya 4 hafta içinde böyle bir amelyat geçirecek olanlar
  • Akut karaciğer hastalığı olanlar
  • Kalp hastalığı veya kuşkusu olanlar
  • 35 veya daha ileri yaşta olup sigara içenler
  • Yüksek tansiyonu olanlar (TA >140/90)
  • Meme kanseri veya geçirilmiş meme kanseri öyküsü olanlar
  • Migren, şiddetli başağrısı veya epilepsisi olanlar
  • 40 yaşını geçmiş ve diyabet, kalp-damar hastalığı, inme riski taşıyanlar

 

40 yaş üstü kadınlarda gebelikten korunma
40 yaş üstü kadınlarda gebe kalma zorlaşsa da bu yaş grubunda da etkili bir korunma yöntemi gerekir. Çünkü bu kadınlar çocuk sayısını tamamlamıştır, gebelik oluşursa düşük riski ve bebekte anomali riski, annede gebeliğe bağlı ortaya çıkacak olumsuzlukların riski artmıştır. Sağlıklı düşük risk grubundaki kadınlar her türlü doğum kontrol hapını menopoza kadar kullanabilirler. Bu şekilde menopoz öncesi görülen düzensiz adet kanaması, ateş basması, terleme, kemik erimesi, adet öncesi gerilim sendromu, yumurtalık kistleri, adet sancılarını da yaşamamış olur. Ama bu yaş grubunda sağlık durumu ve riskler sıkı bir kontrolden geçirildikten sonra doğum kontrol hapına devam kararı verilmelidir. Örneğin; kilolu, sigara içen, tansiyonu yüksek, diyabeti ve migreni olan 40 yaş üstü bir kadın gebelikten korunma amacıyla başka bir yöntem seçmelidir.

 

Doğum kontrol haplarını bıraktıktan sonra gebelik 

Doğum kontrol hapını bıraktıktan 6 ay sonra gebelik oranı %83, 1 yıl sonra %94 ‘tür. Bu oranlar kondomla korunan kadınların korunmayı bıraktıktan sonraki gebelik oranlarıyla benzerdir.

Acil korunma

Kondom yırtılması, Rahim içi aracın düşmesi, hap alımının unutulması gibi durumlarda uygulanır, gebelikten korunma amacıyla sürekli kullanılmamalıdır. Şüpheli cinsel ilişkiden sonra olabildiği kadar erken kullanılmalıdır. İstenmeyen gebelikten koruma oranı % 75-85 arasında değişir. Şüpheli ilişkiden sonra ilacı kullanana kadarki süre uzadıkça etkinliği azalır. 72 saatten daha sonra kullanılırsa etkisi yoktur. Oluşmuş bir gebeliği engelleyemez, bebek üzerinde sakatlık yapıcı bir etkisi olmaz.

Op Dr Selma Nihan Karakaya Çoban

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Whatsapp
Call Now Button